24 Temmuz 2016 Pazar

CEDRİC OKEY.

Burası harikalar diyarı, ben harika biriyim, buraya gel, dedi.
Ama önce sormalıydım, dans etmeyi becerebilir misin?
Kaldırılması gereken ağırlık gibi seni kaplayamam ben, ya da işte bu senin ve benim boşluğuma göre değil.
Amaçlarının arasında beni boşluğa alıp bana güzellikleri göstermek varsa,
Ve sonra beni orada yalnız bırakacaksan, bunun için bir evim var güzelim.
Çıktığıma göre kendi yırtık parçamı parçalayarak,
Bana bir kafes değil, sonsuz bir dans vaad etmelisin.
Önce buna cesaretin var mı dedim,
Ben alıcı değilim, vericiyim, sen alıcı değilsin vericisin,
bunun anlamını bilirsin biliyorum.
Bu artık bize yetmedi mi? Şimdi dans etme zamanı.

Bir adım at, bana doğru, ikimizin adımı olsun.
Bedeninin içinden geçirebilmem için ruhumu, kapıları aç ve öyle olsun.

Seni çok sevdiğim doğrudur, hatta sana aşık oldum, bu da doğru.
Ama önce söyle bana, kucaklayabilecek cesaretin var mı beni?

Dans etmeyi becerebilir misin?
Burada hala seni bekliyorum.
Sandığından daha ötede, aslında ne evimde ne de bedenimde, garip şeyler oluyor, tam beklediğim gibi.
Şüpheye zamanım yok. Korkuya verecek bir parçam kalmadı. Öyleyse sen de yüzleş bununla, evmek bir sanatçının işidir, toplumun siktir edildiği.
Toplumun toplum olmadığını gördüğün an, insanlar korkuları ve cesaretleriyle kendilerini baştan sağma bir hayatın içine sokarlarken sen ilham alırsın, ben de öyle.

Benimle yükselmek istiyorsun doğru değil mi? O zaman rüzgar gidi es bana tatlım,
bırak düşsün taşlar eteklerimizden, duvarı yıkılan sular bir saniye tereddüt etmez.

Bu büyülü bir yazıdır, bu bir çağrı yazısı, evrensel bir mesaj, her kelime özenle işlenmiş ve nakşedilmiş bu beyaz ekrana ve sen coşkuyla geleceksin bana, çünkü sen ve ben, bir küçük yanılsama gibiyiz. Büyütmeliyiz bu boşluğu, yoksa hala dans etmeyi öğrenmedin mi?

Aslında ikimiz de ayrı ayrı pistte canavar gibiyiz.

1 Şubat 2016 Pazartesi

Önemli Not

"Politikacılar ve din adamları kesinlikle uzaydan gelmiyor; onlar bizim aramızdan yetişiyor. Biz de
aynı güç arzusuna, aynı diğerlerinden daha kutsal olma hırsına sahibiz. Onlar bu hırslar ve arzular
söz konusu olduğunda en başarılı insanlardır.

Kesinlikle biz sorumluyuz fakat bu bir kısır döngüdür; tek sorumlu olan bizler değiliz. Başarılı
politikacılar ve din adamları yeni kuşakları aynı hırslar için koşullandırmaya devam ediyor; onlar
toplumu üretiyor, onlar onun zihnini yetiştiriyor ve koşullandırıyor. Onlar da sorumludur; ve onlar
sıradan insanlardan daha çok sorumludur çünkü sıradan insanlar onlara dayatılmakta olan her
çeşit programın kurbanıdır.

Çocuk dünyaya hiçbir hırsı, hiçbir güç arzusu, daha yüksekte, daha kutsal, daha üstün olma fikri
olmadan gelir. Kesinlikle o sorumlu olamaz. Onu yetiştirenler — anne babalar, toplum, eğitim
sistemi, politikacılar, din adamları— aynı çete çocuğu sömürmeye devam eder.
Elbette sırası geldiğinde o da sömürecektir...fakat bu bir kısır döngüdür. Bunu nereden kırmak
gerekir?

Ben din adamlarını ve politikacıları kötüleme konusunda ısrar ediyorum çünkü onun kırılacağı yer
burasıdır. Dünyaya gelen küçük çocukları kötülemenin bir faydası olmayacaktır. Sıradan kitleleri
kötülemek de yardımcı olmayacaktır çünkü onlar zaten koşullandırılmıştır; onlar sömürülüyorlar.
Onlar acı çekiyor, onlar mutsuz. Fakat hiçbir şey onları uyandırmaz onlar derin uykudadır.
Kötülemelerimizin yoğunlaşması gereken nokta, güce sahip olanlardır çünkü onların gelecek
nesilleri kirletme gücü vardır. Şayet onlar durdurulabilirse yeni bir insana sahip olabiliriz.
Herkesin sorumlu olduğunu biliyorum. Ne olursa olsun şu ya da bu şekilde herkesin bunda bir
katkısı vardır. Fakat bana göre önemli olan darbeyi indireceğin kişidir. Böylelikle yeni nesil
çocukların için bu kısır döngüden kaçınılabilir. İnsanlık bunun içinde dönüp durmuştur. Bu yüzden
sıradan kitleleri kötülemiyorum, seni kötülemiyorum. Bir konuma sahip olanları kötülüyorum. Şayet
onlar kendi çıkarları düşünüldüğünde birazcık rahatlayabilirlerse ve mutsuz insan kitlesini
görebilirlerse bir dönüşüm mümkündür; döngü kırılabilir. Ben bilinçli olarak politikacıları ve din
adamlarını seçiyorum.

Herkesin sorumlu olduğunu biliyorum ama herkes bu döngüyü kırmaya muktedir değildir; bu
yüzden de sürekli olarak din adamlarına ve politikacılara darbe vuruyorum. Ve artık onlar benden
korkar hale geldiler; belki de hiçbir zaman tek bir insandan o kadar korkmamışlardı. Tüm dünyada
benim ülkelerine girmemi istemiyorlar. Benim yasaklanmamla ilgili kanun ve kuralları yapan
politikacıların ardında din adamları var.

Amerika'daki komünümüz politikacılar tarafından yok edildi ama politikacıların ardında kökten dinci
Hıristiyanlar, en tutucu Hıristiyan rahipler grubu vardı- Ronald Reagan'ın kendisi de kökten dinci
bir Hıristiyan'dır. Ve kökten dinci Hıristiyan olmak demek bütünüyle tutucu olmak demektir. O
İncil'deki her sözcüğün kutsal olduğuna, Tanrı'nın kendi ağzından olduğuna inanır. Ve hem din
adamları ve hem politikacılar son derece kırılgandır; onların altında hiçbir temel yoktur. Sadece iyi
bir darbeye ihtiyaç vardır ve onların işi bitecektir. Ve onların işi bir kez bittiğinde toplum özgürlüğün
tadına bakacaktır."

Osho-EGO

24 Ocak 2016 Pazar

Ne zaman güzel olmak yerine güzel taklidi yapsak etrafımızdaki insanların egolarını devreye sokuyoruz, ne zaman aşırı parfum sürsek, ne zaman bizden önce kendini gösteren makyajlar yapsak ne zaman aşırı bir hal alsak, etrafa yaydığımız şey yalnızca egolar oluyor ama ne zaman gerçekten güzel olsak, ne zaman geçekten gülümsesek yada gerçekten temiz olduğumuzu hissetsek, ne zaman ferah olsak etrafımızdaki insanlar bize bakınca bir anda sessizlik olur, bize bakması için kimseyi taciz etmemiş oluruz, herhangi aşırı birşeyler kimsenin bakışlarını üstümüze çekip sonra da gözgöze gelmemek için aşırı bir stres yaratmamış oluruz, sadece var oluruz, sadece var oluruz, çiçek çiçek gibi kokar, çiçek gibi görünür, insan insan gibi kokmalıdır, insan gibi görünmelidir..

7 Ocak 2016 Perşembe

Hani o başkalarını anlatırken aradığın şey o sensin. Kırş kırış bir yaprağa işlenmiş duruluğu, kış zamanı çıplak kalıyor ağaçlar, titreyip dökülsen tüm katlarını, kışta bir ağaç gibi sadece bir gövdeyle kalsan, imasız ve isteksiz, öylece bir parkta dursan, dursan da yoldan geçenler yapraklarına aşık olsa, tek bir güzellikten milyon tane doğursan, ama neylersin, bunların hepsi zaten sensin, sen sadece yapraklarını dökeceksin, biz de seni izleyip gülümseyeceğiz..

4 Ocak 2016 Pazartesi

Düzeltme

Sanki zor olan hayat değil de her şeyi zorlaştıran benmişim :) Heh

25 Aralık 2015 Cuma

Elinizde avucunuzda tuttuğunuz kurtulamadığınız tüm eşyaları http://oyun.esyakutuphanesi.com/ 'a bağışlayın, ne var ne yoksa, kıyafetler, kitaplar, oyunlar, malzemeler. Bağışlayın, ferahlık olsun güzel bir temizlik yapın, bir mum yakın, sigarayı bırakın-sigarayı kesinlikle bırakın. Ardından bir eksiğiniz olduğu zaman yine bu siteden alışverişini yapın. Çünkü bu sitede satın aldığını bir ürünün parasını http://oyun.esyakutuphanesi.com/destek-arayanlar/ 'da destek arayan sanatçılardan, yaratıcılardan, düşünürlerden herhangi birine bağışlarsın. Ve o da kendini büyütebilmek için bir şansa daha sahip olur. Unutma, ne ekersen onu biçersin, nereden alışveriş yaparsan onu desteklersin.


Sizi bekliyoruz, heyecanla..

20 Aralık 2015 Pazar

Bir Gücün Sonsuzluktaki Kazanışı

Kazanmak ya da kaybetmek, 
Bunlar ancak oyunlarda olur. 

Her an kazanılmıştır, 
Ve her pes edişinde,yeni bir umut kazanılır. 
Kaybetmek, 
Aramak kadar kolay 
Ve zorluk ise yalnızca kazanmaktır. 

İşte bu da hayat oyunudur, 
Her an kaybedilir, 
Her an yeniden kazanılır.

Bana Yazın!

Ad

E-posta *

Mesaj *